Saturday 17 December 2011

Meet&Greet

12th December, I went to lunch organized by English speaking group Meet&Greet. This group aims to bring English speaking community together. Group organize some activities (origami...) to introduce Japanese culture and regular meetings every month which is good chance to make new friendship. I met many people from different countries and we shared our experience in Japan. Meeting provides good opportunity for mothers to socialize together with their children. This time there was playing area and x-mas tree arranged for children. Melisa had nice time with her new friends.
In the lunch we had delicious roasted turkey and fruit tart. After while Santa Claus had arrived. He took children's attention and gave every child little gift. It was first time for Melisa to see Santa Claus. She didn't want to go to him like some other children..Finally she received her present and enjoyed rest of time. That's made my little bunny happy. It was nice day for us.


12 Aralık, kızımla Meet & Greet adlı gurubun düzenlediği yemeğe katıldık. Bu gurubun amacı Nagoya'da İngilizce konuşan kesmi bir araya getirip, Japon kültürünü tanıtmak ve bilgi paylaşımında bulunmaktır. Japon ve yabancıların bulunduğu bu toplantıda yeni arkadaşlıkların temelini atmak keyif vericiydi. Bu gurubun diğer bir özelliği ise çocuklu annelerin sosyalleşmesine olanak sağlıyor olması. Kurs yerlerinde oyun alanlarının olması ve kurslar esnasında (origami, japon yazı sanatı gibi) gönüllülerin çocuklarla ilgilenmesi benim için mutluluk verici bir durum. Böylece Melisa yeni arkadaşlar edinirken bende kendime zaman ayırmış olacağım. Bu toplantının içeriği X-mas kutlamasıydı.Öğle yemeğinde nar gibi kızarmış fırında hindi ve garniturler çok lezetliydi. Elmalı tartlarımızı da yedikten sonra Noel babanın bacadan içeri sızışına şahit olduk:)) Çocuklara minik hediyeler dağıttı. Melisa da bazı çocuklar gibi bu aksakallı dededen ürksede eğlenceli bir gün geçirmenin keyfiyle evimize geri döndük.

Sunday 11 December 2011

Kyoto

Old capital Kyoto, one of the most amazing city in Japan.
9th of November we have decided to visit this nice place. City is known because of kyoto protocol but beyond that Kyoto has one of the richest attraction which is well worth to visit. There are many sites listed on UNESCO's World Heritage. Historical places, buddhist temples, shrines, palaceses, nice gardens and more...You can see the combination of modern and traditional life style. Tea ceremonies, geishas, japanese dolls and old style houses. In this harmony, I just wanted to see every single attraction. But the time was limited, therefore we only visited place like Golden Pavilon, Nijo Castle, Ninna-ji and Myoshin-ji Temple, in Higasiyama street Yasaka Shrine, Yasaka Pagoda, Maruyama Park, Kiyomizu Temple. Ne-ne no Michi street has smal scale house, shops and galeries. We had green tea in one of the wooden tea house which has nice garden and we ate Okonomiyaki which is famous Kansai areas. After getting used to live in European style, Kyoto fascinated me with its authentic atmosphere. To witness different life style, culture, religions and to try understand their philosophy gives me more energy and happiness.


Eski başkent Kyoto; Japonya'da görülmeye değer muhteşem bir şehir.
9 Kasım, Kyoto'ya doğru yola çıktık. Bu ülkeye gelmeden önce iklim degişiklikleri antlaşmasiyla bildiğim Kyoto'nun aslında kültürel ve tarihi açıdan bu kadar zengin bir şehir olduğunu yeni anlamış oldum. Bazi yapıları UNESCO tarafindan Dünya Kültür Mirasları Listesine alınmıştır. Tapınakları, bahçeleri, tarihi yerleri, sarayları ve Japonya'ya has dar sokaklariyla zengin bir şehir. Geleneksel ve modern hayat tarzını ayni anda görebileceğiniz büyük bir harmoni. Zamanımızın sınırlı olduşundan sadece Altın Köşk Tapınağı, Nijo Kalesi, Ninna-ji and Myoshin-ji tapınakları ayrıca Higasiyama bölgesinde Yasaka Shrine, Yasaka Pagoda, Maruyama Park ve Kiyomizu Tapınağını ziyaret ettik. Ne-ne no Michi caddesinde küçük ahşap evler, galeriler ve çay evleri yeralıyor. Kansai bölgesine has mücvere benzer Okonomiyaki yemeğinin tadına baktıktan sonra etkileyici bahçesiyle bizi çeken bir çay evinde çayımızı yudumlarken şunları düşündüm: Yaşam felsefelerinde etrafındaki canlı ve cansız tüm varlıklarla saygılı bir şekilde yaşamayı kendine amaç edinmiş ve uygulamış bu kültürü çok iyi tanimak gerekiyor. Umarım en iyi şekilde bunu gerçekleştirebilirim.