Tuesday 22 November 2011

Autumn Leaves

In autumn, best thing to see in Japan is maple trees (Momiji). In this season trees are covered with colorful leaves. Pastel yellow, orange, red... There are many spots around the Nagoya to see this picturous scene.
13th. November: We went to Korankei in Asuke, one of the best scenery of Aichi prefecture. There are 4000 maples and other trees along the Tomoe river. November is the best time to visit this park. The trees are illuminated in the evening which is worth to see. In this atmosphere I forgot all my worries and became relax.
Address
Asuke-cho, Toyota City, Aichi Prefeture 444-2424

Sonbahar Japonya'da görülmesi gereken bambaşka bir mevsimdir. Akcaağaçlarinin yapraklari yeşilden sariya, turuncudan kırmızıya dönüştüğü bir dönemdir.
13 Kasım: Bu rengarenk manzaralardan birinin yeraldığı Asuke Korankei Vadisini ziyaret ettik. Tomoe nehri boyunca uzanan bu vadide, yaklaşık 4000 japon akcaağacı ve diğer ağaçlar yeralır. Bu parkın diğer bir özelliğiyse kasım ayinda hava kararınca ağaçların yerden ışıklandırılıyor olmasıdır. Bu da parka görülmeye değer romantik bir manzara kazandırmış. Doğanın bu kadar cömert olduğu bir ortamda ister istemez tüm negatifliklerden kurtulup tatli bir huzur kaplıyor içimi. Yolu bu ayda burdan geçen herkese tasfiye ederim.

Friday 18 November 2011

Planting Day

6 th. November. Second Sunday in Japan . Toyota Motomachi Factory arranged planting day inside the factory. It has been such a long time that i didn't plant anything outdoor. Past memories came across. When I was child, me and my family planted our veggie and fruit trees in our garden. It was pleasure when you pick up fruit from your trees. We should respect our environment. This time my little girl was next to me during planting . "We should do that very often my little girl!" I experienced how Japanese people are organized and take serious every activity they done.After plants are planted, surrounding soil is covered by rice straw to prevent growing of vegetation in the soil. Another benefit is to prevent evaporation to reduce irrigation.


6 Kasim: Toyota Motomachi fabrikası tarafindan düzenlenen fabrika ici ağaçlandırma gününe katıldık. Ağaç dikmeyeli uzun zaman olmuştu. Birden küçüklüğüm aklıma geliverdi. Evimizdeki meyve ve sebzelerin coğunu kendi ellerimizle diktigimiz bahçemizden toplardik. Herkesin kendine ait bir ağaci vardi. Ne büyük bir keyifmiş insanin meyveleri kendi eliyle koparip yemesi.
Bu defaki ağaçlandırma günü benim için farklıydı. Artık yanımda babam değil minik kızım vardı. "Bunu sık sık yapmalıyız küçük kız!" Japonlar'in bir işi nasil organize ve ciddiyetle yaptıklarına şahit olduk. Başarılarının açık örneği bu olsa gerek. Düzenli bir şekilde ağaçlar dikildi. Ve minik ağaççıklara can suyu verildi. Agaçlarin kenarlarindaki toprak alanlar pirinç samanlariyla örtüldü. Bu sayede yaban otlarının bitmesi engellenecek ve topraktaki suyun aşiri buharlaşmamasi saglanacak. Böylelikle daha az sulama gerekecek.

Tuesday 15 November 2011

Sunday Meal With Friends

On Sunday 30 th. of October, we met with our friends who has been living here for nearly two years. Unfortunately November is their last month in Japan . Thanks to our experienced friends that they showed us key shopping areas and then took us to an interesting fish restaurant.
The restaurant was little special because if you want to eat fish you have to catch one. After some trial finally we caught 3 big fishes and once we caught they announce our names while playing Japanese drums so called 'Taiko' in Japanese. It was different experience for us. We had delicious meal and great time with our friends.


30 Ekim pazar. Yaklaşık iki yıldır Japonya'da yaşayan ve buradaki yasam tarzina alışan arkadaşlarımızin eşliğinde mini bir sehir tanıtım turuna ciktik. Bizlerin ilk gunleri arkadaslarimizinsa Japonyadaki son gunleri. Bu buluşmayı kutlamak için beraber güzel bir balık restorantina gittik. Bu restoran biraz özel bir yerdi bizler için. Çünkü burda balık yemek istiyorsanız önce havuzdan balığınızı tutmaniz gerekiyor. Baliklarinizi yakaladiginiz zaman 'Taiko' denilen Japon davulu ile isimleriniz anons ediliyor. Bizler icin ilginc bir deneyimdi. Arkadaşlarımız sayesinde lezzetli yemekler yiyip, güzel bir gece geçirdik.

Sunday 13 November 2011

Konnichiwa

We left rainy Belgium on 26th October
and after 11hrs flight from Frankfurt, we arrived to Nagoya Chubu Centrair airport. Our first day in Japan was sunny and sun was shinning very bright. The city surrounded by the hills and mountains which it means a lot to me. On the way to our hotel, I saw bamboo forest which I've never seen in my entire life. At first glance, nice Japanese style gardens in front of the houses represents Japanese simplicity and harmony. There are Flower fields and rice farm on the side of the road. Very Clean streets around us. there is not too many place for parking area therefore they use kind of lift parking which is effective way of using limited space.
Japanese food looks very colourful and it is delicious with unusual aroma which you can not resist. Fish and rice are very common in Japanese cuisine. In the shops you can see the prepared meal section which I like to try every single piece. In the fish section you can see too many different kinds of fish. Dry fish, baby fish, fish egg, fish cookies and so on...
And people are very friendly and helpful. "Kawai" is the first word that I have learned from the people when they talk about my daughter Melisa. Kawai means "cute". You can easily communicate with the Japanese people without any hesitation, even if you don't speak any Japanese .
I will continue to post my experience .


26 ekim ve Belçika'nın klasik yağmurlu havasından ayrılıp yeni maceramızın başlangıç yeri olan, Japonyadaki Nagoya sehrine, Frankfurt üzerinden 11 saatlik ucak yolculugumuzun sonucunda varmis olduk. Nagoya ya vardığımızda gözlerimizi kamaştıran ve iliğimizi ısıtan güneş ilk çarpıcı yonuydu bizler için. Etrafta sehri saran tepe ve dagların olmasıysa diğer bir dikkat cekici özellikti, daglara bu kadar özlem duyan ben için. Hotel e giden yolumuzun üzerinde hayatimda ilk kez gorecegim bambu ormanları yer aliyordu ve bu görüntü bile ilk günüme ayrı bir heyecan katmış oldu.
Klasik japon evlerinin önünde yeralan japon bahçeleri bu kültürün sadeliği ve harmonisini yansıtıyordu. Yol kenarlarında çiçek ve pirinç tarlaları boylu boyunca uzanmasi ise Japonyada olmanin ayrı bir göstergesiydi. Alan darligi nedeniyle park yeri sorunu icin asansör sistemi ile üst üste park alanları oluşturmuş bu da Japon zekası olsa gerek. Marketlerde yemeye hazır gıdalar, hem gözünüze hem de burnunuza ziyafet cekiyor. İster istemez boğazına düşkün biri olarak her gidişimde yeni tatları deneme lüksünü tanıyorum kendime. Balık reonlarindaki çeşitlilik te bu ülkenin balığa düşkünlüğünün buyuk bir gostergesi. Balıkli krakerleriyle noktayı koymuşlar zaten. Yemekleri benim acımdan çok lezzeti ve ilginç kısacasi. İleriki surede fotoğraflı paylaşımlarla bu konuyu daha iyi renklendirecegime inanıyorum.
Japon halkı ise çok sıcak ve cana yakın. Dilini bilmesende yardım severlikleriyle insan olmanın keyfini yaşatıyorlar. Etrafımdan öğrendiğim ilk japonca kelime ise kızım Melisa için kullanılan 'Kawai' kelimesi oldu. Anlamiysa sevimli. Kızımın saclarının kıvırcık olması onlar acısından dikkat çekici bir durum. Sürekli minik hediyeler verip bizi simartiyorlar, oysa benim acimdansa bütün Japon bebekleri Kawai. Çünkü gercekten çok tatlılar. İleriki paylaşımlarda buluşmak üzere.